Ramazan ve Kurban Bayramlarında Neler Yaparız? Ramazan ve Kurban Bayramları ardı ardına gelen müslümanlar için çok önemli günlere verilen isimdir. Bu günlerde her bayramda farklı ve benzer olarak yapılan işler vardır. Her bayramda akrabalar ziyaret edilir, mezarlıklar ziyaret edilir, ailecek kahvaltDevamını oku
Ramazan ve Kurban Bayramlarında Neler Yaparız?
Ramazan ve Kurban Bayramları ardı ardına gelen müslümanlar için çok önemli günlere verilen isimdir. Bu günlerde her bayramda farklı ve benzer olarak yapılan işler vardır. Her bayramda akrabalar ziyaret edilir, mezarlıklar ziyaret edilir, ailecek kahvaltılar yapılır ve bayram namazı kılınır.
Kurban Bayramı’nda farklı olarak önceden alınan kurban hayvanı, bayram namazından sonra usule uygun şekilde kesilir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılır bir kısmı kesen kişiye bırakılır. Bu sayede kurban bayramında ihtiyaç sahipleri de bayram ederek et yemiş olurlar. Kurban Bayramı manası itibari ile de önemli bir bayramdır. Hz. İbarhim oğlu İsmail’i Allah için kurban edeceğine adak adaması üzerine oğlunu kurbanlık bir hayvan gibi yatırıp boğazına bıçak dayamasıyla beraber Allah tarafından gelen emirle oğlu yerine kurban kesmesi emredilmiş ve o tarihten itibaren her yıl müminler hayvan kesmektedir. Allah’a olan bu koşulsuz teslimiyet nedeniyle Kurban Bayramı’nın manası çok özeldir.
Ramazan Bayramı’nın özelliği ise ardında bıraktığı Ramazan ayındadır. Ramazan ayı boyunca yani tam 30 gün boyunca müslümanlar ramazan orucu tutarak nefislerini dinlendirmektedirler. Ramazan Bayramı’da bu ayın bir ödülü niteliğinde olup büyük sofralar kurulması, ailelerin bir araya gelip bayram havası yaşamasına vesile olan çok kıymetli bir gündür. Bu nedenle açıdan bakacak olursak hem Ramazan Bayramı hemde Kurban Bayramı manası itibari ile ayrı yerlere sahiptir ve yapılacak farklı işleri bulunmaktadır.
Doğal Afetlerin İnsan Yaşamı Üstünde Etkisi Nedir? Doğal afetler, dünya var olduğundan beri tamamen normal ve doğal sebeplerden ötürü meydana gelen bir takım yıkıcı olaylardır. Bu afetlere çığ, toprak kayması, volkanik patlamalar, hortum, kasırga, deprem ve daha bir çok doğa olayı örnek verilebilir.Devamını oku
Doğal Afetlerin İnsan Yaşamı Üstünde Etkisi Nedir?
Doğal afetler, dünya var olduğundan beri tamamen normal ve doğal sebeplerden ötürü meydana gelen bir takım yıkıcı olaylardır. Bu afetlere çığ, toprak kayması, volkanik patlamalar, hortum, kasırga, deprem ve daha bir çok doğa olayı örnek verilebilir. Bu doğal afetler insanları, hayvanları ve bitkilerin yaşamını ciddi şekilde etkilemektedir. Bu doğa olayları sonucunda doğanın dengesi bozulmakta ve düzelmesi uzun bir süre almaktadır.
Doğal afetlerin insan yaşamı üstünde etkisi oldukça serttir. Özellikle deprem, kasırga gibi afetler başta olmak üzere insanların yapmış olduğu evler, köprüler, yollar ve diğer bütün yapılar yıkılır; barınma, beslenme ve giyinme gibi temel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk yaşarlar. Özetle doğal afetlerin yaşanmasında insanların üzerine can ve mal kaybı olarak etkisi çok yüksektir.
Doğal afetler insanın etkisinin çok fazla olmadığı yalnızca yaşanmasına önlem alabileceği fakat tamamen engelleyemeyeceği bir doğa olayıdır. Çığ, toprak kayması, deprem ve buna benzer doğa olaylarını önlemek mümkün olmayacağı için şu gibi önlemler alınabilmektedir:
-Temeli sağlam, depreme dayanıklı malzemeler kullanılarak yapılan yapılar.
-Özellikle eğimli noktalarda çığ ve heyelan tehlikesi karşı ağaçlandırma faaliyeti yapılarak toprağın kökler aracılığı ile güçlendirilmesini sağlamak.
-Eğimli arazilere ev yapmamak.
-Çarpık kentleşmeyi önlemek.
Bu gibi basit önlemler ülke genelinde alınarak doğa felaketlerinden insanların maddi manevi en az şekilde etkilenmesini sağlayabiliriz. Bu önlemleri almazsak can ve mal kaybı kaçınılmaz olur. 1999 Gölcük depremi, 2011 Van Depremi, 2020 Elazığ depremi, 2020 Van çığ faciası gibi ülkemizde gerçekleşen depremlerde önlem alınmadığı taktirde ne büyük can ve mal kaybı yaşandığına halkımız şahit olmuştur. Bu nedenle doğal afetlerde insanın can ve mal kaybı yaşaması kaçınılmazdır.
Gece Gündüz Nasıl Oluşur? Gece gündüz döngüsü dünyanın yirmi dört saat içerisinde kendi etrafında tam bir tur atması ile oluşmaktadır. Dünyanın yarısı geceyi yaşarken diğer yarısı her zaman gündüzü yaşar. Bunun nedeni dünyanın geoit bir yapısı olmasındandır. Dünya'mızı aydınlatan güneş ışınları sabiDevamını oku
Gece Gündüz Nasıl Oluşur?
Gece gündüz döngüsü dünyanın yirmi dört saat içerisinde kendi etrafında tam bir tur atması ile oluşmaktadır. Dünyanın yarısı geceyi yaşarken diğer yarısı her zaman gündüzü yaşar. Bunun nedeni dünyanın geoit bir yapısı olmasındandır.
Dünya’mızı aydınlatan güneş ışınları sabit bir şekilde gelmesinden ötürü ve dünyanın bu ışınlar gelirken kendi etrafında dönmesiyle gece-gündüz oluşur. Dünya kendi etrafında dönmesini sağlarken güneş ışınlarına maruz kalan kısımları gündüzü yaşar. Dünya kendi etrafını dönmesini sürdürürken güneş ışınlarına maruz kalmayan kısımlar geceyi yaşarlar fakat bu fazla uzun sürmez çünkü dünya milyonlarca yıldır olduğu gibi kendi etrafındaki turunu yirmi dört saat içerisinde tamamlayacaktır.
Orta Çağ Avrupa’sında dünyanın düz olduğuna inanan insanların, gece gündüz döngüsünün açıklanmasından sonra bir kez daha yanıldığını bu şekilde anlayabiliriz. Eğer dünya düz olsaydı güneş ışınları dünyanın tüm bölgeleri aynı anda aydınlatacak ve gece-gündüz döngüsü yaşanmayacaktı. Çünkü dünya zaten yerinde duruyor, düz olduğu için ışınları sürekli alıyor olacaktı.
Çevremizdeki Doğal Unsurlar Yaşamımızı Nasıl Etkiler? Çevremizde var olan doğal unsurlar insan hayatını diğer canlılara olduğu gibi doğrudan etkilemektedir. İnsanlar yaşadığı coğrafyanın gerektirdiği şartlara göre hayatını her zaman şekillendirmiştir ve bundan sonrada şekillendirecektir. Bulunduğu cDevamını oku
Çevremizdeki Doğal Unsurlar Yaşamımızı Nasıl Etkiler?
Çevremizde var olan doğal unsurlar insan hayatını diğer canlılara olduğu gibi doğrudan etkilemektedir. İnsanlar yaşadığı coğrafyanın gerektirdiği şartlara göre hayatını her zaman şekillendirmiştir ve bundan sonrada şekillendirecektir.
Bulunduğu coğrafya sıcak bir iklime sahipse evini, giyimini, kültürünü ve geri kalan tüm hayatını bu iklim üzerine inşa eder. Bir coğrafyanın iklimi soğuksa aynı şekilde hayatını bu iklime göre inşa etmektedir. Bu durum insanların iş hayatını, evlerini, kıyafetlerini, yüz yapılarını ve bir çok noktayı değiştirmektedir. İnsan doğası gereği hayatta kalabilmek adına bir takım şartları karşılamak zorundadır. Bu şartları karşılamak için her zaman doğaya muhtaç durumdadır. Bir kaç örnekle şunları açıklayabiliriz:
Örnek vermek gerekirse karadeniz bölgesinin bitki örtüsü orman olduğundan ötürü bu coğrafyalarda evler tahtadan yapılır, yoğun olarak ormancılık faaliyetleri yürütülür. İnsanlar sarp ormanlardan geçmek için çeşitli köprüler kurarak geçiş yapar. Bu durum bölgenin turizmini arttırabilmektedir.
Bir diğer örnek ise karadenizden farklı olarak güney doğu anadolu bölgesi için verilebilmektedir. Güney Doğu Anadolu bölgesinde bitki örtüsü olarka bozkır gözlemlendiğinden ötürü burada sık ormanlar bulmak ve su kaynağına ulaşmak zordur. Bu civardaki insanlar evlerini tahtadan yapamayacağı için evlerini çamurdan, taştan ve coğrafyasında bulunan çeşitli malzemelerden gidermektedir. Aynı şekilde bozkır bitki örtüsünde hayatta kalabilecek hayvanların hayvancılığı ile uğraşmak zorunda kalır çünkü insanlar yaşadığı coğrafyanın şartlarında yapabileceği faaliyetleri yaşamını sürdürebilmek adına uygulamak zorundadır. Çevremizdeki doğal unsurlar bu sayede doğrudan yaşamımızı etkilediği doğrudur.
Yaşadığımız Çevreyi Temiz Tutmanın Önemi Nedir? Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak öncelikle insani bir sorumluluğumuzdur. Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak için yerlere çöp atmamalı, çevremizi sürekli temizlemeli, geri dönüşümü desteklemeli ve atıkları buna göre çöplere atmalıyız. Çöpleri çöp kutularıDevamını oku
Yaşadığımız Çevreyi Temiz Tutmanın Önemi Nedir?
Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak öncelikle insani bir sorumluluğumuzdur. Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak için yerlere çöp atmamalı, çevremizi sürekli temizlemeli, geri dönüşümü desteklemeli ve atıkları buna göre çöplere atmalıyız. Çöpleri çöp kutuları dışında herhangi bir yere kesinlikle atmamalıyız.
Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak yukarıda bahsettiğimiz üzere insani sorumluluğumuzdur. Kültürümüzde, dinimizde ve atalarımızın bize verdiği öğütlerde her zaman temizlikten bahsedilir. İnsanlar bu değerlerine sahip çıkarak çevre temizliğine son derece önem vermektedir.
Yaşadığımız çevreyi kirletmek insanlara son derece zarar vermektedir. Çevre kirliliği sonucu oluşacak kötü koku ve meydana gelecek mikroplar insanların sağlığını tehdit etmektedir. Tarihte pek çok ölümcül hastalık bu kirlilikten meydana gelmiştir. Bu nedenden ötürü insanlar ilk önce kendi sağlığını düşünerek çevresini kirletmeyi durdurmalıdır.
Çevreyi kirletmenin bir diğer olumsuz etkisi ise hayvanlardır. Hayvanlar çevre kirliliği sonucu doğal yaşam alanları bozulmakta ve buna bağlı olarak besin zincirinde kırılmalar meydana gelmektedir. Özellikle deniz canlıları bulunduğu suyun kirlenmesi sonucu zehirlenerek fazla gelişemiyor ve çoğu zaman zehirlenerek ölüyor. Kara ve hava canlıları da bundan farksız değil. Kara ve hava canlıları meydana gelen çevre kirliliğinden ötürü beslenemiyor ve insan atıklarını bir besin olarak düşünüp yemeye çalıştığında zehirleniyorlar. Bu gibi çevre kirliliği durumlar hayvanlar için ölümcül bir risk taşımaktadır.
Çevre kirliliğinden etkisini alan bir diğer taraf ise bitkiler ve doğamız. Bitkiler ve onların yaşam alanı toprak kirlendiği sürece tüm yaşam tehdit altına girmektedir. İnsanlar bitkiler ve toprak olmadan yaşamını sürdüremezler. Çevre kirliliği sonucu toprak kirlenir, zehirlenir ve üstünde tek bir fidan yetişemez hale gelir. Toprağın kirlenmesi sonucu bitkiler zarar göreceği için tarımda dolaylı olarak büyük hasar görür. İnsanların temel besin ihtiyaçlarını karşılayamaması büyük bir krize sebep olacaktır. Bu nedenle çevreyi kirletmemeye özen göstermeli ve misafir olduğumuz bü dünyaya iyi bakmalıyız.
Yaz Mevsiminde Hangi Sebze ve Meyveler Tüketilir? 21 Haziran'ın gelmesiyle ve kavurucu sıcaklıkların başlamasıyla beraber yazın etkisi altına gireriz. Yazın kavurucu sıcaklığı ve kurak havasıyla beraber pek çok sebze ve meyve hasat verir. Yaz meyve ve sebzeleri mevsimin sıcak havalarında bizi rahatlDevamını oku
Yaz Mevsiminde Hangi Sebze ve Meyveler Tüketilir?
21 Haziran’ın gelmesiyle ve kavurucu sıcaklıkların başlamasıyla beraber yazın etkisi altına gireriz. Yazın kavurucu sıcaklığı ve kurak havasıyla beraber pek çok sebze ve meyve hasat verir. Yaz meyve ve sebzeleri mevsimin sıcak havalarında bizi rahatlatmak, serinletmek adına sulu ve serin meyve sebzelerdir.
Yazın tüketilen meyve ve sebzeler şunlardır:
Yazın Tüketilen Meyveler: Vişne, Kiraz, Üzüm, Nektarin, Mor Erik, Karadut, Yeşil Erik, Çilek, Böğürtlen, Kavun, Kayısı ve yaz aylarının olmazsa olmazı Karpuz.
Yazın Tüketilen Sebzeler: Dolmalık Biber, Sivri Biber, Bamya, Börülce, Semizotu, Kabak, Domates, Enginar, Patlıcak, Salatalık ve Taze Fasulye
Bu enfes yaz meyve-sebzeleri yaz boyu bizi serinletir ve ferahlatır. Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuz yapısının büyük çoğunluğu serin sulardan oluşur. Yaz aylarında bu tarz meyve ve sebzelerin tüketilmesi oldukça sağlıklı ve ferahlatıcıdır. Bu meyve ve sebzelerin yaz ayı dışında tüketilmesi onun ilaçlı bir ürün olduğunun göstergesidir bu nedenle saymış olduğumuz bu meyve-sebzelerin yaz ayları dışında herhangi bir mevsimde tüketilmesi doğru değildir.
Mevsim Şartlarına Uygun Kıyafet Seçmenin Önemi Nedir? Ülkemizde dört mevsim görülmektedir. Bu mevsimler birbirinden farklı ve güzel özelliklere sahiptir. Bazı mevsimler serin, bazı mevsimler çok sıcak, bazı mevsimler ise çok soğuktur. Biz insanlarda hava şartlarına göre vücudumuzun ısısını korumak vDevamını oku
Mevsim Şartlarına Uygun Kıyafet Seçmenin Önemi Nedir?
Ülkemizde dört mevsim görülmektedir. Bu mevsimler birbirinden farklı ve güzel özelliklere sahiptir. Bazı mevsimler serin, bazı mevsimler çok sıcak, bazı mevsimler ise çok soğuktur. Biz insanlarda hava şartlarına göre vücudumuzun ısısını korumak ve hastalanmamak için kıyafetlere ihtiyaç duyarız. Hava şartlarına göre giydiğimiz kıyafetler vücut ısısını dengeleyecek kıyafetler farklılık göstermektedir.
Kış aylarında havalar genellikle soğuk ve yağışlı olduğundan ötürü kalın, yünlü kıyafetler ile su geçirmeyen ayakkabılar ve botlar tercih edilir. Çünkü bu kıyafetler dışarıdaki tehlikeli soğuk havaya karşı vücudumuzu sıcak tutar ve vücut ısımızı korur. Bu nedenden ötürü kış aylarında vücudumuzu sıcak tutan kalın ve sıcak kıyafetlere ihtiyaç duyarız.
Yaz aylarında havalar genellikle sıcak ve kurak olduğundan ötürü ince kıyafetler tercih edebiliriz. Vücudumuz sürekli olarak su kaybı yaşayacağı ve güneş altında kavrulacağı için güneş kremi gibi önlemleri aldıktan sonra ince, serin tutacak şort ve askılı tarzında kıyafetler giyilebilir. Aşırı terlemeye yol açacağı için bu mevsimde kalın kıyafetler giyilmez. Aşırı terlemek vücudun hastalanmasına yol açabilir.
Bahar ayları genellikle en güzel havalardır. Serin ve rahatsız etmeyen bir havası vardır. Ne çok kalın, ne çok ince kıyafetler giyilmesi gerekmektedir.
Mevsim şartlarına göre kıyafetleri giymenin önemi özetle hastalanmamak ve vücut ısımızı korumak içindir. Bu nedenle bu kurallara karşı temkinli olmalı ve ihmal etmemeliyiz.
Trafik Kuralları Nelerdir? Bilmenin Önemi Nedir?? Trafik kurallarını bilmek günümüzde araçların, yayaların ve diğer canlıların hayatını tehlikeye atmamak, düzeni bozmadan güvenli bir şekilde seyahat edebilmelerini sağlamak için çok önemlidir. Trafiğe çıkan herkes bu kuralları bilmelidir. AilelerimizDevamını oku
Trafik Kuralları Nelerdir? Bilmenin Önemi Nedir??
Trafik kurallarını bilmek günümüzde araçların, yayaların ve diğer canlıların hayatını tehlikeye atmamak, düzeni bozmadan güvenli bir şekilde seyahat edebilmelerini sağlamak için çok önemlidir. Trafiğe çıkan herkes bu kuralları bilmelidir.
Ailelerimiz çocukluğumuzdan itibaren bizi trafiğe çıkartır ve bir takım trafik kurallarını öğretirler. Anne-babalarımız kırmızıda durulup yeşilde geçileceğini, yaya geçitlerinin kullanılması gerektiğini ve araç trafiğinin olduğu yerde çok dikkatli olmamız gerektiğini ayrıca buna benzer bir çok trafik kuralını öğretmişlerdir.
Bizler bu trafik kurallarını uygulamazsak, öğrenmezsek ve aldırış etmeden trafiğe çıkarsak trafikteki diğer araçlar tarafından bir kazaya karışabilir bunun sonucunda yaralanabiliriz. Örnek vermek gerekirse yayaya kırmızı ışık yanarken araçlara yeşil ışık yanmasına rağmen yaya yola atlarsa bir kaza kaçınılmaz olur çünkü araçlar yolun kendisinde olduğunu düşünerek ve herkesin buna uyacağını düşündüğünden ötürü rahat davranabilir.
Son bir kaç yüzyılda motorlu araçların gelişmesi ile beraber kara trafiği, hava trafiği ve deniz trafiği olmak üzere üç farklı kavram hayatımıza girmiştir. En yoğun olarak kullanılan kara trafiğinde arabalar, motosikletler, bisikletler, yayalar ve hayvanlar bulunmaktadır. Trafik kurallarına hayvanların uyması beklenmediğinden ötürü hayvanlara karşı her zaman sabırlı ve dikkatli yaklaşmalıyız. Hayvanların trafikte güvenle seyahat edebilmesi için elimizden geleni yapmalı ve sakin kalmalıyız.
Trafikte kurallarını neden bilmeliyiz sorusuna verilebilecek bir diğer cevap ise vahşi hayvanlara karşı korunmaktır. Vahşi hayvan çıkabilir tabelalarını okuyabilmemiz gerekmektedir. Bu tabelaların olduğu noktalarda çok dikkatli davranmalı ve yavaş olmalıyız. Karşımıza çıkabilecek muhtemel vahşi hayvanlara zarar verecek davranışlarda bulunmamalı ve mümkünse kendi güvenliğimizi koruyarak seyahat etmeliyiz.
Kendimizi İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Günlük hayatta kendimizi ifade ederken bir çok noktaya dikkat etmeliyiz. Söylediğimiz şeyin mantıklı olup olmaması, el hareketleriyle ifadelerimizi desteklemek, göz teması kurmak ve düzgün bir diksiyon kullanmak önemlidir. İnsanlar doğası gereği birbiDevamını oku
Kendimizi İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Günlük hayatta kendimizi ifade ederken bir çok noktaya dikkat etmeliyiz. Söylediğimiz şeyin mantıklı olup olmaması, el hareketleriyle ifadelerimizi desteklemek, göz teması kurmak ve düzgün bir diksiyon kullanmak önemlidir.
İnsanlar doğası gereği birbiriyle yaradılışından bu yana iletişim halindedir. Bu gerek duvarlara bir şeyler çizerek, gerek bağırarak, gerek eliyle işaret ederek, gerekse konuşarak gerçekleşmiş faaliyetlerdir. Günümüz modern çağında iletişim ele alındığı zaman telefon, bilgisayar, televizyon, radyo gibi çeşitli kitle iletişim araçları ile iletişim kurmak çok kolay bir hal almıştır. Bundan ötürü bu konuyu sadece yüz yüze konuşmak olarak ele almamalı, genel olarak ayrı ayrı açıklanmalıdır.
İsteklerimizi ifade ederken günümüzde en sık kullanılan kitle iletişim aletlerinden telefonu ele alabiliriz. Telefonla biriyle konuşmak için kendisine bir arama isteği göndeririz. Bu arama isteğini fazla uzun tutmamalı ve karşı taraf isteği olumlu yada olumsuz şekilde yanıtlamadıysa çağrıyı sonlandırmalı ve karşıdaki kişinin armasını beklemeliyiz. Tekrar tekrar aramak çok yanlış ve kaba bir davranıştır.
Karşımızdaki kişi bizi aradıktan sonra veya bir şekilde telefon görüşmesi başladıktan sonra kendisiyle kısa bir sohbet çevirip hal-hatır sorulmalı, gününün nasıl geçtiği sorulabilir. Ondan sonra iletişim kurarken nezaket ifadelerini kullanarak iletişimi sürdürmeliyiz. Telefon görüşmesini yaparken karşı tarafın sözünü kesmemeli ve cümlesinin bittiğinden emin olmalıyız. Konuşma bitmeye yakın vedalaşma ifadeleri kullanılır ve mümkünse büyük tarafın telefonu kapatması beklenir.
Kendimizi ifade ederken nelere dikkat etmeliyiz sorusuna verebileceğimiz en özet cevap nezaket ve saygıdır. Karşı tarafa nazik davranıp saygı göstermeliyiz. Karşımızdaki kişiye saygı göstermezsek kendi ifade ettiklerimize saygı duyulmasını bekleyemeyiz. Bu nedenle anahtar kelimelerimiz saygı ve nezakettir. Bunlara dikkat ettiğimiz sürece kendimizi ifade etmekte son derece başarılı olacağız.
Okulda Ders Dinlerken Nelere Dikkat Ederiz? Okulda ders dinlerken dikkatimizi öğretmene vermeli, arkadaşlarımızla konuşmamalı, öğretmenimizle göz teması kurmalı ve parmak kaldırmadan sözünü kesmemeliyiz. Sınıflar birden fazla öğrenin bir araya gelerek bir eğitmen ile beraber çeşitli konulardan eğitiDevamını oku
Okulda Ders Dinlerken Nelere Dikkat Ederiz?
Okulda ders dinlerken dikkatimizi öğretmene vermeli, arkadaşlarımızla konuşmamalı, öğretmenimizle göz teması kurmalı ve parmak kaldırmadan sözünü kesmemeliyiz.
Sınıflar birden fazla öğrenin bir araya gelerek bir eğitmen ile beraber çeşitli konulardan eğitim aldıkları bir ortamdır. Bu ortamda düzenin sağlanması, eğitimin kesintisiz sağlanması adına uyulması gereken bir takım kurallar bulunmaktadır. Bu kurallara uyulmaması halinde okul yönetimi tarafından öğrenciye ceza verilir. Bu cezalara rağmen kurallara uymayan öğrenciler velilerine haber verilir akabinde okuldan atılır. Bu nedenden ötürü okuldaki ve sınıftaki kurallara uymak zorundayız.
Sınıftayken dersi dinlemezsek aldığımız eğitimden tam olarak verim alamayız ve dersi aksatmış oluruz. Yıllık plan üzerinde bir aksaklık yaşanırsa yıl boyu bütün derslerden geri kalırız bu nedenden ötürü dersi aksatmamaya çok dikkat etmeliyiz. Dersi dinlerken nelere dikkat etmeliyiz sorusu için aşağıdaki şu maddeleri verebiliriz:
– Dersi dinlerken öğretmenimizin dikkatini dağıtmadan ufak notlar almalıyız.
– Dersi dinlerken öğretmenimizle göz teması kurmalıyız.
– Dersi dinlerken öğretmenimizin sözünü kesmemeliyiz, söz istersek parmak kaldırmalıyız.
– Öğretmenimizin vermiş olduğu ev ödevlerini eksiksiz şekilde gününde teslim etmeliyiz.
– Dersi dinlerken arkadaşlarımızla konuşmamalı, sessizce dersi dinlemeliyiz.
Dersi dinlerken bu kurallara dikkat ettikten sonra son derece verimli bir şekilde dersi sürdürebiliriz. Yıllık plandan geri kalmadan, ders hakkında tam öğrenim sağlayabiliriz.
Dini Bayramlarda Neler Yaparız? Anlatınız.
Ramazan ve Kurban Bayramlarında Neler Yaparız? Ramazan ve Kurban Bayramları ardı ardına gelen müslümanlar için çok önemli günlere verilen isimdir. Bu günlerde her bayramda farklı ve benzer olarak yapılan işler vardır. Her bayramda akrabalar ziyaret edilir, mezarlıklar ziyaret edilir, ailecek kahvaltDevamını oku
Ramazan ve Kurban Bayramlarında Neler Yaparız?
Ramazan ve Kurban Bayramları ardı ardına gelen müslümanlar için çok önemli günlere verilen isimdir. Bu günlerde her bayramda farklı ve benzer olarak yapılan işler vardır. Her bayramda akrabalar ziyaret edilir, mezarlıklar ziyaret edilir, ailecek kahvaltılar yapılır ve bayram namazı kılınır.
Kurban Bayramı’nda farklı olarak önceden alınan kurban hayvanı, bayram namazından sonra usule uygun şekilde kesilir ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılır bir kısmı kesen kişiye bırakılır. Bu sayede kurban bayramında ihtiyaç sahipleri de bayram ederek et yemiş olurlar. Kurban Bayramı manası itibari ile de önemli bir bayramdır. Hz. İbarhim oğlu İsmail’i Allah için kurban edeceğine adak adaması üzerine oğlunu kurbanlık bir hayvan gibi yatırıp boğazına bıçak dayamasıyla beraber Allah tarafından gelen emirle oğlu yerine kurban kesmesi emredilmiş ve o tarihten itibaren her yıl müminler hayvan kesmektedir. Allah’a olan bu koşulsuz teslimiyet nedeniyle Kurban Bayramı’nın manası çok özeldir.
Ramazan Bayramı’nın özelliği ise ardında bıraktığı Ramazan ayındadır. Ramazan ayı boyunca yani tam 30 gün boyunca müslümanlar ramazan orucu tutarak nefislerini dinlendirmektedirler. Ramazan Bayramı’da bu ayın bir ödülü niteliğinde olup büyük sofralar kurulması, ailelerin bir araya gelip bayram havası yaşamasına vesile olan çok kıymetli bir gündür. Bu nedenle açıdan bakacak olursak hem Ramazan Bayramı hemde Kurban Bayramı manası itibari ile ayrı yerlere sahiptir ve yapılacak farklı işleri bulunmaktadır.
Daha az görDoğal Afetlerin Yaşanmasında İnsanların Etkisi Var Mıdır?
Doğal Afetlerin İnsan Yaşamı Üstünde Etkisi Nedir? Doğal afetler, dünya var olduğundan beri tamamen normal ve doğal sebeplerden ötürü meydana gelen bir takım yıkıcı olaylardır. Bu afetlere çığ, toprak kayması, volkanik patlamalar, hortum, kasırga, deprem ve daha bir çok doğa olayı örnek verilebilir.Devamını oku
Doğal Afetlerin İnsan Yaşamı Üstünde Etkisi Nedir?
Doğal afetler, dünya var olduğundan beri tamamen normal ve doğal sebeplerden ötürü meydana gelen bir takım yıkıcı olaylardır. Bu afetlere çığ, toprak kayması, volkanik patlamalar, hortum, kasırga, deprem ve daha bir çok doğa olayı örnek verilebilir. Bu doğal afetler insanları, hayvanları ve bitkilerin yaşamını ciddi şekilde etkilemektedir. Bu doğa olayları sonucunda doğanın dengesi bozulmakta ve düzelmesi uzun bir süre almaktadır.
Doğal afetlerin insan yaşamı üstünde etkisi oldukça serttir. Özellikle deprem, kasırga gibi afetler başta olmak üzere insanların yapmış olduğu evler, köprüler, yollar ve diğer bütün yapılar yıkılır; barınma, beslenme ve giyinme gibi temel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk yaşarlar. Özetle doğal afetlerin yaşanmasında insanların üzerine can ve mal kaybı olarak etkisi çok yüksektir.
Doğal afetler insanın etkisinin çok fazla olmadığı yalnızca yaşanmasına önlem alabileceği fakat tamamen engelleyemeyeceği bir doğa olayıdır. Çığ, toprak kayması, deprem ve buna benzer doğa olaylarını önlemek mümkün olmayacağı için şu gibi önlemler alınabilmektedir:
-Temeli sağlam, depreme dayanıklı malzemeler kullanılarak yapılan yapılar.
-Özellikle eğimli noktalarda çığ ve heyelan tehlikesi karşı ağaçlandırma faaliyeti yapılarak toprağın kökler aracılığı ile güçlendirilmesini sağlamak.
-Eğimli arazilere ev yapmamak.
-Çarpık kentleşmeyi önlemek.
Bu gibi basit önlemler ülke genelinde alınarak doğa felaketlerinden insanların maddi manevi en az şekilde etkilenmesini sağlayabiliriz. Bu önlemleri almazsak can ve mal kaybı kaçınılmaz olur. 1999 Gölcük depremi, 2011 Van Depremi, 2020 Elazığ depremi, 2020 Van çığ faciası gibi ülkemizde gerçekleşen depremlerde önlem alınmadığı taktirde ne büyük can ve mal kaybı yaşandığına halkımız şahit olmuştur. Bu nedenle doğal afetlerde insanın can ve mal kaybı yaşaması kaçınılmazdır.
Daha az görGece ve Gündüz Nasıl Oluşur? Tartışınız
Gece Gündüz Nasıl Oluşur? Gece gündüz döngüsü dünyanın yirmi dört saat içerisinde kendi etrafında tam bir tur atması ile oluşmaktadır. Dünyanın yarısı geceyi yaşarken diğer yarısı her zaman gündüzü yaşar. Bunun nedeni dünyanın geoit bir yapısı olmasındandır. Dünya'mızı aydınlatan güneş ışınları sabiDevamını oku
Gece Gündüz Nasıl Oluşur?
Gece gündüz döngüsü dünyanın yirmi dört saat içerisinde kendi etrafında tam bir tur atması ile oluşmaktadır. Dünyanın yarısı geceyi yaşarken diğer yarısı her zaman gündüzü yaşar. Bunun nedeni dünyanın geoit bir yapısı olmasındandır.
Dünya’mızı aydınlatan güneş ışınları sabit bir şekilde gelmesinden ötürü ve dünyanın bu ışınlar gelirken kendi etrafında dönmesiyle gece-gündüz oluşur. Dünya kendi etrafında dönmesini sağlarken güneş ışınlarına maruz kalan kısımları gündüzü yaşar. Dünya kendi etrafını dönmesini sürdürürken güneş ışınlarına maruz kalmayan kısımlar geceyi yaşarlar fakat bu fazla uzun sürmez çünkü dünya milyonlarca yıldır olduğu gibi kendi etrafındaki turunu yirmi dört saat içerisinde tamamlayacaktır.
Orta Çağ Avrupa’sında dünyanın düz olduğuna inanan insanların, gece gündüz döngüsünün açıklanmasından sonra bir kez daha yanıldığını bu şekilde anlayabiliriz. Eğer dünya düz olsaydı güneş ışınları dünyanın tüm bölgeleri aynı anda aydınlatacak ve gece-gündüz döngüsü yaşanmayacaktı. Çünkü dünya zaten yerinde duruyor, düz olduğu için ışınları sürekli alıyor olacaktı.
Daha az görÇevrenizdeki Doğal Unsurlar Yaşamınızı Nasıl Etkiler? Yazınız.
Çevremizdeki Doğal Unsurlar Yaşamımızı Nasıl Etkiler? Çevremizde var olan doğal unsurlar insan hayatını diğer canlılara olduğu gibi doğrudan etkilemektedir. İnsanlar yaşadığı coğrafyanın gerektirdiği şartlara göre hayatını her zaman şekillendirmiştir ve bundan sonrada şekillendirecektir. Bulunduğu cDevamını oku
Çevremizdeki Doğal Unsurlar Yaşamımızı Nasıl Etkiler?
Çevremizde var olan doğal unsurlar insan hayatını diğer canlılara olduğu gibi doğrudan etkilemektedir. İnsanlar yaşadığı coğrafyanın gerektirdiği şartlara göre hayatını her zaman şekillendirmiştir ve bundan sonrada şekillendirecektir.
Bulunduğu coğrafya sıcak bir iklime sahipse evini, giyimini, kültürünü ve geri kalan tüm hayatını bu iklim üzerine inşa eder. Bir coğrafyanın iklimi soğuksa aynı şekilde hayatını bu iklime göre inşa etmektedir. Bu durum insanların iş hayatını, evlerini, kıyafetlerini, yüz yapılarını ve bir çok noktayı değiştirmektedir. İnsan doğası gereği hayatta kalabilmek adına bir takım şartları karşılamak zorundadır. Bu şartları karşılamak için her zaman doğaya muhtaç durumdadır. Bir kaç örnekle şunları açıklayabiliriz:
Örnek vermek gerekirse karadeniz bölgesinin bitki örtüsü orman olduğundan ötürü bu coğrafyalarda evler tahtadan yapılır, yoğun olarak ormancılık faaliyetleri yürütülür. İnsanlar sarp ormanlardan geçmek için çeşitli köprüler kurarak geçiş yapar. Bu durum bölgenin turizmini arttırabilmektedir.
Daha az görBir diğer örnek ise karadenizden farklı olarak güney doğu anadolu bölgesi için verilebilmektedir. Güney Doğu Anadolu bölgesinde bitki örtüsü olarka bozkır gözlemlendiğinden ötürü burada sık ormanlar bulmak ve su kaynağına ulaşmak zordur. Bu civardaki insanlar evlerini tahtadan yapamayacağı için evlerini çamurdan, taştan ve coğrafyasında bulunan çeşitli malzemelerden gidermektedir. Aynı şekilde bozkır bitki örtüsünde hayatta kalabilecek hayvanların hayvancılığı ile uğraşmak zorunda kalır çünkü insanlar yaşadığı coğrafyanın şartlarında yapabileceği faaliyetleri yaşamını sürdürebilmek adına uygulamak zorundadır. Çevremizdeki doğal unsurlar bu sayede doğrudan yaşamımızı etkilediği doğrudur.
Yaşadığımız Çevreyi Temiz Tutmak İçin Neler Yapmalıyız? Söyleyiniz
Yaşadığımız Çevreyi Temiz Tutmanın Önemi Nedir? Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak öncelikle insani bir sorumluluğumuzdur. Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak için yerlere çöp atmamalı, çevremizi sürekli temizlemeli, geri dönüşümü desteklemeli ve atıkları buna göre çöplere atmalıyız. Çöpleri çöp kutularıDevamını oku
Yaşadığımız Çevreyi Temiz Tutmanın Önemi Nedir?
Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak öncelikle insani bir sorumluluğumuzdur. Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak için yerlere çöp atmamalı, çevremizi sürekli temizlemeli, geri dönüşümü desteklemeli ve atıkları buna göre çöplere atmalıyız. Çöpleri çöp kutuları dışında herhangi bir yere kesinlikle atmamalıyız.
Yaşadığımız çevreyi temiz tutmak yukarıda bahsettiğimiz üzere insani sorumluluğumuzdur. Kültürümüzde, dinimizde ve atalarımızın bize verdiği öğütlerde her zaman temizlikten bahsedilir. İnsanlar bu değerlerine sahip çıkarak çevre temizliğine son derece önem vermektedir.
Yaşadığımız çevreyi kirletmek insanlara son derece zarar vermektedir. Çevre kirliliği sonucu oluşacak kötü koku ve meydana gelecek mikroplar insanların sağlığını tehdit etmektedir. Tarihte pek çok ölümcül hastalık bu kirlilikten meydana gelmiştir. Bu nedenden ötürü insanlar ilk önce kendi sağlığını düşünerek çevresini kirletmeyi durdurmalıdır.
Çevreyi kirletmenin bir diğer olumsuz etkisi ise hayvanlardır. Hayvanlar çevre kirliliği sonucu doğal yaşam alanları bozulmakta ve buna bağlı olarak besin zincirinde kırılmalar meydana gelmektedir. Özellikle deniz canlıları bulunduğu suyun kirlenmesi sonucu zehirlenerek fazla gelişemiyor ve çoğu zaman zehirlenerek ölüyor. Kara ve hava canlıları da bundan farksız değil. Kara ve hava canlıları meydana gelen çevre kirliliğinden ötürü beslenemiyor ve insan atıklarını bir besin olarak düşünüp yemeye çalıştığında zehirleniyorlar. Bu gibi çevre kirliliği durumlar hayvanlar için ölümcül bir risk taşımaktadır.
Çevre kirliliğinden etkisini alan bir diğer taraf ise bitkiler ve doğamız. Bitkiler ve onların yaşam alanı toprak kirlendiği sürece tüm yaşam tehdit altına girmektedir. İnsanlar bitkiler ve toprak olmadan yaşamını sürdüremezler. Çevre kirliliği sonucu toprak kirlenir, zehirlenir ve üstünde tek bir fidan yetişemez hale gelir. Toprağın kirlenmesi sonucu bitkiler zarar göreceği için tarımda dolaylı olarak büyük hasar görür. İnsanların temel besin ihtiyaçlarını karşılayamaması büyük bir krize sebep olacaktır. Bu nedenle çevreyi kirletmemeye özen göstermeli ve misafir olduğumuz bü dünyaya iyi bakmalıyız.
Daha az görYaz Mevsiminde Hangi Sebzeleri Tüketiriz?
Yaz Mevsiminde Hangi Sebze ve Meyveler Tüketilir? 21 Haziran'ın gelmesiyle ve kavurucu sıcaklıkların başlamasıyla beraber yazın etkisi altına gireriz. Yazın kavurucu sıcaklığı ve kurak havasıyla beraber pek çok sebze ve meyve hasat verir. Yaz meyve ve sebzeleri mevsimin sıcak havalarında bizi rahatlDevamını oku
Yaz Mevsiminde Hangi Sebze ve Meyveler Tüketilir?
21 Haziran’ın gelmesiyle ve kavurucu sıcaklıkların başlamasıyla beraber yazın etkisi altına gireriz. Yazın kavurucu sıcaklığı ve kurak havasıyla beraber pek çok sebze ve meyve hasat verir. Yaz meyve ve sebzeleri mevsimin sıcak havalarında bizi rahatlatmak, serinletmek adına sulu ve serin meyve sebzelerdir.
Yazın tüketilen meyve ve sebzeler şunlardır:
Yazın Tüketilen Meyveler: Vişne, Kiraz, Üzüm, Nektarin, Mor Erik, Karadut, Yeşil Erik, Çilek, Böğürtlen, Kavun, Kayısı ve yaz aylarının olmazsa olmazı Karpuz.
Yazın Tüketilen Sebzeler: Dolmalık Biber, Sivri Biber, Bamya, Börülce, Semizotu, Kabak, Domates, Enginar, Patlıcak, Salatalık ve Taze Fasulye
Taze fasulye, dolmalık biber, sivri biber, patlıcan, salatalık, domates, enginar, kabak, semizotu, börülce, bamya.
Bu enfes yaz meyve-sebzeleri yaz boyu bizi serinletir ve ferahlatır. Yaz aylarının vazgeçilmezi karpuz yapısının büyük çoğunluğu serin sulardan oluşur. Yaz aylarında bu tarz meyve ve sebzelerin tüketilmesi oldukça sağlıklı ve ferahlatıcıdır. Bu meyve ve sebzelerin yaz ayı dışında tüketilmesi onun ilaçlı bir ürün olduğunun göstergesidir bu nedenle saymış olduğumuz bu meyve-sebzelerin yaz ayları dışında herhangi bir mevsimde tüketilmesi doğru değildir.
Daha az görNiçin Mevsim Şartlarına Uygun Kıyafetler Seçeriz? Söyleyiniz
Mevsim Şartlarına Uygun Kıyafet Seçmenin Önemi Nedir? Ülkemizde dört mevsim görülmektedir. Bu mevsimler birbirinden farklı ve güzel özelliklere sahiptir. Bazı mevsimler serin, bazı mevsimler çok sıcak, bazı mevsimler ise çok soğuktur. Biz insanlarda hava şartlarına göre vücudumuzun ısısını korumak vDevamını oku
Mevsim Şartlarına Uygun Kıyafet Seçmenin Önemi Nedir?
Ülkemizde dört mevsim görülmektedir. Bu mevsimler birbirinden farklı ve güzel özelliklere sahiptir. Bazı mevsimler serin, bazı mevsimler çok sıcak, bazı mevsimler ise çok soğuktur. Biz insanlarda hava şartlarına göre vücudumuzun ısısını korumak ve hastalanmamak için kıyafetlere ihtiyaç duyarız. Hava şartlarına göre giydiğimiz kıyafetler vücut ısısını dengeleyecek kıyafetler farklılık göstermektedir.
Kış aylarında havalar genellikle soğuk ve yağışlı olduğundan ötürü kalın, yünlü kıyafetler ile su geçirmeyen ayakkabılar ve botlar tercih edilir. Çünkü bu kıyafetler dışarıdaki tehlikeli soğuk havaya karşı vücudumuzu sıcak tutar ve vücut ısımızı korur. Bu nedenden ötürü kış aylarında vücudumuzu sıcak tutan kalın ve sıcak kıyafetlere ihtiyaç duyarız.
Yaz aylarında havalar genellikle sıcak ve kurak olduğundan ötürü ince kıyafetler tercih edebiliriz. Vücudumuz sürekli olarak su kaybı yaşayacağı ve güneş altında kavrulacağı için güneş kremi gibi önlemleri aldıktan sonra ince, serin tutacak şort ve askılı tarzında kıyafetler giyilebilir. Aşırı terlemeye yol açacağı için bu mevsimde kalın kıyafetler giyilmez. Aşırı terlemek vücudun hastalanmasına yol açabilir.
Bahar ayları genellikle en güzel havalardır. Serin ve rahatsız etmeyen bir havası vardır. Ne çok kalın, ne çok ince kıyafetler giyilmesi gerekmektedir.
Mevsim şartlarına göre kıyafetleri giymenin önemi özetle hastalanmamak ve vücut ısımızı korumak içindir. Bu nedenle bu kurallara karşı temkinli olmalı ve ihmal etmemeliyiz.
Daha az görTrafik Kurallarını Bilmenin Önemi Nedir?
Trafik Kuralları Nelerdir? Bilmenin Önemi Nedir?? Trafik kurallarını bilmek günümüzde araçların, yayaların ve diğer canlıların hayatını tehlikeye atmamak, düzeni bozmadan güvenli bir şekilde seyahat edebilmelerini sağlamak için çok önemlidir. Trafiğe çıkan herkes bu kuralları bilmelidir. AilelerimizDevamını oku
Trafik Kuralları Nelerdir? Bilmenin Önemi Nedir??
Trafik kurallarını bilmek günümüzde araçların, yayaların ve diğer canlıların hayatını tehlikeye atmamak, düzeni bozmadan güvenli bir şekilde seyahat edebilmelerini sağlamak için çok önemlidir. Trafiğe çıkan herkes bu kuralları bilmelidir.
Ailelerimiz çocukluğumuzdan itibaren bizi trafiğe çıkartır ve bir takım trafik kurallarını öğretirler. Anne-babalarımız kırmızıda durulup yeşilde geçileceğini, yaya geçitlerinin kullanılması gerektiğini ve araç trafiğinin olduğu yerde çok dikkatli olmamız gerektiğini ayrıca buna benzer bir çok trafik kuralını öğretmişlerdir.
Bizler bu trafik kurallarını uygulamazsak, öğrenmezsek ve aldırış etmeden trafiğe çıkarsak trafikteki diğer araçlar tarafından bir kazaya karışabilir bunun sonucunda yaralanabiliriz. Örnek vermek gerekirse yayaya kırmızı ışık yanarken araçlara yeşil ışık yanmasına rağmen yaya yola atlarsa bir kaza kaçınılmaz olur çünkü araçlar yolun kendisinde olduğunu düşünerek ve herkesin buna uyacağını düşündüğünden ötürü rahat davranabilir.
Son bir kaç yüzyılda motorlu araçların gelişmesi ile beraber kara trafiği, hava trafiği ve deniz trafiği olmak üzere üç farklı kavram hayatımıza girmiştir. En yoğun olarak kullanılan kara trafiğinde arabalar, motosikletler, bisikletler, yayalar ve hayvanlar bulunmaktadır. Trafik kurallarına hayvanların uyması beklenmediğinden ötürü hayvanlara karşı her zaman sabırlı ve dikkatli yaklaşmalıyız. Hayvanların trafikte güvenle seyahat edebilmesi için elimizden geleni yapmalı ve sakin kalmalıyız.
Trafikte kurallarını neden bilmeliyiz sorusuna verilebilecek bir diğer cevap ise vahşi hayvanlara karşı korunmaktır. Vahşi hayvan çıkabilir tabelalarını okuyabilmemiz gerekmektedir. Bu tabelaların olduğu noktalarda çok dikkatli davranmalı ve yavaş olmalıyız. Karşımıza çıkabilecek muhtemel vahşi hayvanlara zarar verecek davranışlarda bulunmamalı ve mümkünse kendi güvenliğimizi koruyarak seyahat etmeliyiz.
Daha az görİsteklerimizi İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Anlatınız.
Kendimizi İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Günlük hayatta kendimizi ifade ederken bir çok noktaya dikkat etmeliyiz. Söylediğimiz şeyin mantıklı olup olmaması, el hareketleriyle ifadelerimizi desteklemek, göz teması kurmak ve düzgün bir diksiyon kullanmak önemlidir. İnsanlar doğası gereği birbiDevamını oku
Kendimizi İfade Ederken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Günlük hayatta kendimizi ifade ederken bir çok noktaya dikkat etmeliyiz. Söylediğimiz şeyin mantıklı olup olmaması, el hareketleriyle ifadelerimizi desteklemek, göz teması kurmak ve düzgün bir diksiyon kullanmak önemlidir.
İnsanlar doğası gereği birbiriyle yaradılışından bu yana iletişim halindedir. Bu gerek duvarlara bir şeyler çizerek, gerek bağırarak, gerek eliyle işaret ederek, gerekse konuşarak gerçekleşmiş faaliyetlerdir. Günümüz modern çağında iletişim ele alındığı zaman telefon, bilgisayar, televizyon, radyo gibi çeşitli kitle iletişim araçları ile iletişim kurmak çok kolay bir hal almıştır. Bundan ötürü bu konuyu sadece yüz yüze konuşmak olarak ele almamalı, genel olarak ayrı ayrı açıklanmalıdır.
İsteklerimizi ifade ederken günümüzde en sık kullanılan kitle iletişim aletlerinden telefonu ele alabiliriz. Telefonla biriyle konuşmak için kendisine bir arama isteği göndeririz. Bu arama isteğini fazla uzun tutmamalı ve karşı taraf isteği olumlu yada olumsuz şekilde yanıtlamadıysa çağrıyı sonlandırmalı ve karşıdaki kişinin armasını beklemeliyiz. Tekrar tekrar aramak çok yanlış ve kaba bir davranıştır.
Karşımızdaki kişi bizi aradıktan sonra veya bir şekilde telefon görüşmesi başladıktan sonra kendisiyle kısa bir sohbet çevirip hal-hatır sorulmalı, gününün nasıl geçtiği sorulabilir. Ondan sonra iletişim kurarken nezaket ifadelerini kullanarak iletişimi sürdürmeliyiz. Telefon görüşmesini yaparken karşı tarafın sözünü kesmemeli ve cümlesinin bittiğinden emin olmalıyız. Konuşma bitmeye yakın vedalaşma ifadeleri kullanılır ve mümkünse büyük tarafın telefonu kapatması beklenir.
Kendimizi ifade ederken nelere dikkat etmeliyiz sorusuna verebileceğimiz en özet cevap nezaket ve saygıdır. Karşı tarafa nazik davranıp saygı göstermeliyiz. Karşımızdaki kişiye saygı göstermezsek kendi ifade ettiklerimize saygı duyulmasını bekleyemeyiz. Bu nedenle anahtar kelimelerimiz saygı ve nezakettir. Bunlara dikkat ettiğimiz sürece kendimizi ifade etmekte son derece başarılı olacağız.
Daha az görSınıfta Dersi Dinlerken Nelere Dikkat Etmelisiniz? Söyleyiniz.
Okulda Ders Dinlerken Nelere Dikkat Ederiz? Okulda ders dinlerken dikkatimizi öğretmene vermeli, arkadaşlarımızla konuşmamalı, öğretmenimizle göz teması kurmalı ve parmak kaldırmadan sözünü kesmemeliyiz. Sınıflar birden fazla öğrenin bir araya gelerek bir eğitmen ile beraber çeşitli konulardan eğitiDevamını oku
Okulda Ders Dinlerken Nelere Dikkat Ederiz?
Okulda ders dinlerken dikkatimizi öğretmene vermeli, arkadaşlarımızla konuşmamalı, öğretmenimizle göz teması kurmalı ve parmak kaldırmadan sözünü kesmemeliyiz.
Sınıflar birden fazla öğrenin bir araya gelerek bir eğitmen ile beraber çeşitli konulardan eğitim aldıkları bir ortamdır. Bu ortamda düzenin sağlanması, eğitimin kesintisiz sağlanması adına uyulması gereken bir takım kurallar bulunmaktadır. Bu kurallara uyulmaması halinde okul yönetimi tarafından öğrenciye ceza verilir. Bu cezalara rağmen kurallara uymayan öğrenciler velilerine haber verilir akabinde okuldan atılır. Bu nedenden ötürü okuldaki ve sınıftaki kurallara uymak zorundayız.
Sınıftayken dersi dinlemezsek aldığımız eğitimden tam olarak verim alamayız ve dersi aksatmış oluruz. Yıllık plan üzerinde bir aksaklık yaşanırsa yıl boyu bütün derslerden geri kalırız bu nedenden ötürü dersi aksatmamaya çok dikkat etmeliyiz. Dersi dinlerken nelere dikkat etmeliyiz sorusu için aşağıdaki şu maddeleri verebiliriz:
– Dersi dinlerken öğretmenimizin dikkatini dağıtmadan ufak notlar almalıyız.
– Dersi dinlerken öğretmenimizle göz teması kurmalıyız.
– Dersi dinlerken öğretmenimizin sözünü kesmemeliyiz, söz istersek parmak kaldırmalıyız.
– Öğretmenimizin vermiş olduğu ev ödevlerini eksiksiz şekilde gününde teslim etmeliyiz.
– Dersi dinlerken arkadaşlarımızla konuşmamalı, sessizce dersi dinlemeliyiz.
Dersi dinlerken bu kurallara dikkat ettikten sonra son derece verimli bir şekilde dersi sürdürebiliriz. Yıllık plandan geri kalmadan, ders hakkında tam öğrenim sağlayabiliriz.
Daha az gör