Sihir ve büyü ile uğraşmak niçin büyük günahlardan sayılmıştır
Batıl inanışların birey ve toplum üzerinde olumsuz etkileri vardır. Örneğin, büyüye veya sihre inanan insan hasta olduğunda doktora başvurup tedavi olmak yerine büyücünün önerilerine uyarak şifa bekleyebilmektedir. Ancak bu beklentisi, tedavi edilmeyen hastalığının ilerlemesine yol açmaktadır. Batıl inançlar, insanları dinin özünden uzaklaştırır. Onları hurafelere, akla ve bilime aykırı uygulamalara yöneltir. Buda hem dine zarar verir hem de toplumun ilerlemesine engel olur. Sihir ve büyünün bireysel ve toplumsal çok sayıda zararının olduğu, bunları yapan insanları aldatması, yaptıranların da başkalarına büyük zarar verme kasıtlarının olması, Allah’a açık emirlerine karşı gelmesi ve isyan etmesi sebebiyle büyük günah sayılmıştır.
Yüce Allah, büyü yapan ve yaptıranların şeytana uyduklarını belirtmekte, büyü yapmayı ve yaptırmayı yasaklamaktadır. Bu yasağa uymayanların ahirette cezalandırılacaklarını da şu ayetinde haber vermektedir:“… Sihri satın alanların (ona inanıp para verenlerin) ahirette nasibi olmadığını çok iyi bilmektedirler. Karşılığında kendilerinin sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu anlasalardı!”(Bakara suresi, 102. ayet.) Yüce Allah’a inanan insanın onun yasakladığı hurafelere inanmaması ve kötülüklerden uzak durması inancının gereğidir. Öyleyse biz, büyüye, sihre ve bunları yapanlara inanmamalıyız.